Levi’s® 501® Originals: On Yıllar Boyunca
1970'ler ve 80'lerde MODERN ve KENDİN-YAP AKIMLARI

Kendin yap akımının çağıydı. Ne istersen yapabilirdin. Kusurlardan doğan bir mükemmeliyet. Bit pazarında harap olmuş bir 501® bulup ona kesikler atmak demekti bu dönem.

1960'lardaki narinlik, 70'lere gelindiğinde yerini cesur darbelere bıraktı. 70'lerin ortasında punk akımı çengelli iğneler ve fotokopiyle çoğaltılan fanzinlerle kendini ortaya koymaya başlamıştı. Hip-hop'un yükselişi de, önümüzdeki yirmi yılın akışını belirleyecek olan, sanat, müzik ve modada yeni bir kendin yap çağını başlattı.

Bu dönüşümün etkisi oldukça büyüktü. 1973'te Lynyrd Skynyrd, yükselen bir Southern Rock marşı olan “Freebird” i çıkardı ve albüm versiyonu dokuz dakikadan biraz uzundu (son 4:13 dakikası sadece enstrümantal ve gitar solosuydu). Bir yıl sonra, Ramones, Manhattan'daki 20. Doğu caddesindeki Performance Studios'ta ilk canlı konserini (kimilerine göre bu bir provaydı) verdi. İki dakikadan uzun hiçbir şarkıları yoktu. Her şey ortadaydı - geleceğin müziği ve görünümü işlenmemiş, sert ve modern olacaktı.

Levi’s® 501®için bu maksimal görünümler, uç ve çarpıcı renklerden uzaklaşıp üste oturan, rengi atmış, eskimiş - hatta çoğunlukla yırtılmış - şekilde kullanılmak demekti. Bunun en iyi örneklerinden birisi elbette Patti Smith ve arkadaşlarıdır. Punk dergisinin kurucu ortağı ve Please Kill Me: The Uncensored Oral History of Punk'ın ortak yazarı Legs McNeil'in dediği gibi, mesele “çocukların ne yapacaklarının söylenmesini beklememelerini, kendileri için hayat kurmalarını savunmakla ilgiliydi. İnsanların hayal güçlerini tekrar kullanmalarını sağlamaya çalışmakla ilgiliydi, mükemmel olmamakla ilgiliydi, amatörce ve komik olmanın sorun olmadığını, gerçek yaratıcılığın bir karmaşa yaratmaktan çıktığını söylemekle ilgiliydi.

Kendi yaptıklarını giyme dönemiydi. Kusurlarla dolu bir mükemmellik dönemi. Bit pazarında harap olmuş bir 501® bulup ona kesikler atmak demekti bu dönem. Çengelli iğnelerin ve keçeli markerların aksesuar olduğu zamanlardı. Nereden gelirsen gel, kim olursan ol kendini özgürce ifade etme dönemiydi. 50'lerde isyanın dışavurumu olarak başlayan şey 70 ve 80'lerin isyan anıtına dönüşmüştü. 501® gençlerin kendi niyetlerini üstüne işleyebilecekleri bir tabloydu adeta.

Bunun etkisi derinden hissedildi. Debbie Harry ve Richard Hell gibi şehir sakinlerinin yanı sıra, üste oturan, solmuş ve bazen kesilmiş 501®, Ronnie Wood'dan Marvin Gaye'ye ve Cher'e kadar herkesin üstündeydi artık. Andy Warhol 70'ler ve 80'lerde 501® ile birlikte anılıyordu. Dolayısıyla, üste oturan, kesilmiş ve soluk bu tarz San Francisco eşcinsel topluluğu arasında yaygın bir stil haline geldi.

Jamaika'da, 50'lerde ve 60'larda Kingston'a R&B ve jazz'ı getiren aynı öncüler, Levi's® denim de dahil olmak üzere Amerikan giysileriyle dolu fıçıları da beraberinde getirdi. Bu, 501®'in 1970'lerde ortaya çıkan reggae ve dancehall kültürlerinin temelini oluşturmasını sağladı. Hip-hop da ikonik jean'i hızla kucakladı. DJ Cool Herc, Afrika Bambaataa ve Rock Steady Crew gibi 70'lerin hip-hop öncüleri, disko etkisine karşı yeni bir form olarak yıpranmış bir 501® ile isyan duygusunu yaşattılar.

Punk yerini, post-punk dönemine, ardından da New Wave akımına bırakırken 70'lerin sonundaki DIY kültürü büyük ölçüde ortadan kayboluyordu. Bu dönemlerin yerini parlak renkler, asimetrik kesimler ve büyük omuzlar aldı. Ancak Levi's® 501®, hem bir değişmez hem de özelleştirilebilir bir temel olarak kaldı. Punk ve hip-hop'un yarattığı zirveden aşağıya inen 501®, neredeyse tüm alt kültürlere ulaştı. Run DMC, onları kabuk burunlu Adidas ile giydi. Stone Roses, o zamanlar yeni serpilmekte olan Manchester sahnesinde, bir başka ünlü Manchester yerlisi Morrissey gibi 501®leri tercih etti. Zaman yolculuğu yapan ve banliyöde yaşayan genç Marty McFly, 501®'lerin aynı şekilde giyiyordu. Üste oturan, solmuş ve klasik bir çift beyaz spor ayakkabıyla.

Bu çağ boyunca, Levi'S® 501® her stile ve estetiğe uyan bir aracı, bir köprü görevi gördü. Yaşınız ne olursa olsun, müzik zevkiniz ne olursa olsun, çalışma şartlarınız ne olursa olsun, Levi’s 501® her gardırobun temel parçasıydı. Axel Foley gibi dikkat çekmeden ve havalı, Bruce Springsteen gibi soluk ve klasik ya da Joey Ramone gibi neredeyse paramparça edilmiş 70'lerin ve 80'lerin 501®'i gerçekten herkes için yaratılmış jean'di.