Her ne kadar 501® on yıllar öncesinde bir ikon haline gelmişse de, hiçbir dönemin tarzı
90'lar kadar 501® ile şekillenmemiştir.
90'ların günümüz üzerindeki etkisini anlatmaya gerek yok. Moda
dünyası, grunge ve boy band döneminden ilham almaya doyamıyor. Doksanlar dizilerinin tekrarları ve yeniden
yapımları - Saved by the Bell, Beverly Hills 90210, Bizim Ev (Full House) - televizyon ekranlarımızı
doldurdu. Piyasadaki en popüler spor ayakkabılardan bazıları 1990'ların Air Jordans modelleridir. Ve Air
Jordan'dan bahsetmişken, geçen baharda 90'ların Chicago Bulls takımını yeniden yaşamak için aralıksız 10
hafta boyunca her Pazar ESPN'de The Last Dance'i izledik. 2020'lerde her şey 1990'larla ilgili.
90'ların nostaljisi çok da anlamsız değil. X Kuşağı gençliklerini yeniden
yaşarken, birçoğu henüz doğmamış olan Z Kuşağı, son analog çağda yaşamanın nasıl bir şey olduğunu ucundan da
olsa ilk defa deneyimliyor. Ancak 90'ların en büyük cazibesi popüler kültürün çeşitliliğinde yatıyor
olabilir. Müzikte, filmlerde ve stilde çapraz geçişi ve deneyi kucaklayan bir dönemdi. Punk, hip-hop ile,
klasik rock pop ile karışıyordu. Air Jordan’ın aşağıda olduğu üstte bir flanel. Ve tüm bunların ortasında,
hem gerçekten hem de mecazen, Levi’s 501® bulunuyordu.
Her ne kadar 501® on yıllar öncesinde bir ikon haline gelmişse de, hiçbir
dönemin tarzı 90'lar kadar 501® ile şekillenmemiştir. Kültürel çevrenin içindeki herkes, 501®'lerin sağlam
sadeliğini ve gündelik şıklığını benimsiyordu. Snoop Dogg, "Nuthin But A G Thang" klibinde oversize
501®'leriyle boy gösteriyordu. N.W.A, Shrink-to-Fits'in oversize ve ham olmasını tercih ediyordu. Sonic
Youth'tan Kim Gordon, çizilmiş, soluk ve boyanmış 501®'leriyle mutluydu. Ya da Friends dizisinde Monica ve
Rachel'ın 90'ların klasik açık yıkamalı, sıkı ve yüksek belli görüntüsü karşımızdaydı. Şarkıcı George
Michael, çamaşır suyu lekeleri ve delikleri olan orta yıkamalı 501®'inin keyfini sürüyordu. Cindy Crawford,
Naomi Campbell, Linda Evangelista, Christy Turlington ve Tatjana Patitz gibi dönemin ünlü ""Süperleri""
Peter Lindbergh tarafından çekilen ikonik 1990 British Vogue dergisi kapak fotoğrafı için klasik taş
yıkamalı 501®'i giyiyorlardı.
90'ların 501®'i o kadar çok alt kültür ile karıştı ve yolları kesişti ki ondan
önceki tüm 501®'lerin kültürel ve stil anlamında toplamı gibiydi. Kimileri için 50'lerde olduğu gibi isyanın
simgesiydi. 80'lerin şirket yöneticilerine ve genç zenginlerine karşı bir tavırdı. Ethan Hawke'ın Reality
Bites filminde ya da Before Sunrise filminde oynadığı X kuşağının aylak simgesi gibi mesela. Kimileri için
kendilerini ifade edebilecekleri bir tuvaldi. Aynı 60'larda ve 70'lerde olduğu gibi. Kids filmindeki Rosario
Dawson'un kesik 501®'leri gibi ya da Madonna'nın Girlie Show turnesindeki kesikleri gibi. Ya da kimileri
için 80'lerde olduğu gibi cool gözükmenin bir yoluydu. Thelma&Louise filmindeki Brad Pitt'i düşünün. Ya da
stili günümüzde de halen kopyalanan 90'lar Winona Ryder'ını...
90'lar, Levi’s® 501®'in bu kadar özel olmasının arkasında yatan gerçek
nedeni bulmuş olabilir. Bir tavır, bir tablo, kolaylık ve güvenli bir liman... Hem bedenen hem ruhen
kendinizi rahat hissetmek istediğinizde giydiğiniz en sevdiğiniz jeaniniz. İster yeni alın ister ikinci el,
her iki durumda da siz kullandıkça üstünüzde daha da güzel duracak ender parçalardan birisidir. Aynı zamanda
on yıllar boyunca farklı fotoğraflarınızda karşınıza çıkabilecek tek kıyafet parçasıdır.
90'lar tarzının ve özellikle de Levi's® 501® 93 jean'inin şu anda bu kadar
popüler olması şaşırtıcı değil. Bugünün Orijinalleri tarafından giyildiği gibi, Levi’s® 501® 1990'larla
başlayan kültürler arası kaynaşmanın vücut bulmuş halidir. Levi's® 501® 93 modelimiz 501®'in sadece 20.
yüzyıl tarihini değil, aynı zamanda onu popüler kültürün vazgeçilmezi haline getiren tüm özellikleri de
içinde barındırır. Gençlik isyanının sanatı ve anıtıdır, kendini ifade etmek için bir tuval ve rahat bir
tercihtir aynı zamanda. Bu modelimiz- ve bunu söylemenin gerçekten daha iyi bir yolu yok - tam anlamıyla
orijinal 501®.